Bir ürünü veya hizmeti satmanın en iyi yolu, "satmamak"!
Güncelleme tarihi: 19 Eki 2022
Son 10 yılda özellikle internet reklamcılığı ve dijital pazarlama mecralarının hayatımıza girmesiyle pazarlama dünyasında yeni 2 kavram ortaya çıktı.
Inbound Marketing
Outbound Marketing
Türkçe'de bence tam doğru ifadeler olmasa da, inbound "gelen", outbound "giden" pazarlama olarak kullanılıyor.
Ben ise outbound'u "iterek pazarlama", inbound'u "çekerek pazarlama" olarak adlandırmayı daha manalı buluyorum.
Kabaca outbound marketing, bildiğimiz geleneksel pazarlama/reklam faaliyetleriyle bütçe harcayarak ürün/hizmetlerimizi potansiyel müşterilere "iterek" ulaştırdığımız çalışmalar bütünü.
İterek kısmı burada önemli detay. Müşteriler, bizim ürün/hizmetlerimize ihtiyacı yokken pazarlama faaliyetlerimize maruz kalıyor demek oluyor.
Yani reklamla, potansiyel müşterilerine gözüne markamızı sokarak pazarlama yapmaktan bahsediyoruz.
İnbound marketing ise tamamen bunun tersi olarak, reklam bütçesi kullanmaktan ziyade, daha organik bir şekilde temelde sosyal medya iletişimi, içerik pazarlaması ve SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) süreçlerinin bir arada kullanılmasıyla, müşterinin bize ihtiyacı olduğu noktada kendi isteğiyle ürün/hizmetlerimizi kullanmak istemesini sağlamaya yarayan bir yaklaşım.
Yani "iterek" değil "çekerek" yapılan bir pazarlama kavramı.
Inbound Marketing = Güven Veren Marka Olmak
Çekerek pazarlamada üretilen içerik sayesinde, sizi yeni keşfeden potansiyel müşteriye doğru ve faydalı bilgiler sunduğunuzda veya bir sorunlarını çözdüğünüzde, bu kullanıcıların nezdindeki öneminiz ve otoriteniz artacaktır.
Böylece zamanla sizi "güven veren marka" olarak kabul edecek ve çevrelerine tavsiye etmeye başlayacaklardır.
İşte size ağızdan ağıza pazarlama (WOM marketing) denilen ve referans yöntemiyle elde edilen müşteriler en değerli ve ömrü uzun müşterilerdir.
Markalaşmada her şey satış değildir; dolaylı yoldan ürün/hizmete ve markaya olan güveni destekleyecek çalışmalar çok değerlidir.
Commentaires